Taksim'in göbeğine şeffaf duvarları olan bir ev yapsalar, bu evde, gelip geçen binlerce insanın gözü önünde yaşamak ister miydiniz? Bugün tam da bunu yapmaktasınız aslında. Facebook başta olmak üzere çeşitli sosyal medya sitelerinde sürekli hayatınızla ilgili detayları paylaşıyorsunuz. Bunun camdan bir evde yaşamaktan farkı yok, hatta ondan daha da kötü. Çünkü bütün hayatınız arşivleniyor. Her yaptığınız silinmemecesine kaydediliyor.
Bugüne kadar bütün bunlara "komplo teorisi" ya da "paranoyaklık" diye yaklaşılırdı. Bugün Amerika Birleşik Devletleri hükümeti internette "özel yazışma" olduğunu sandığınız, gizli olduğunu düşündüğünüz bütün bilgilerinize ulaşabildiğini itiraf etti ve bundan hiç de utanç duymuyor. Çünkü ABD'nin çıkarlarını korumak için her şeyi mubah görüyorlar.
Fotoğraf: Rob Pongsajapan. Creative Commons lisansı ile kullanılmaktadır.
Aslında sizi tanımayan birinin sizin hakkınızda bilgilere ulaşması için ajanlık yapması, hükümete çalışması falan gerekmiyor. Siz zaten gönüllü olarak her yere yazıyorsunuz bilgilerinizi. Facebook'ta bir kişiyi "Dayım" diye işaretlediğinizde "annenizin evlenmeden önceki soyadı" bilgisini paylaştığınızı hiç düşünmüş müydünüz? Ya da herhangi bir sosyal medya sitesinden yerinizi paylaştığınızda hırsızlara, arsızlara, sapıklara davetiye çıkardığınızın farkında mısınız? Aslında koordinatlarınızı paylaşmanıza bile gerek yok, "Tatildeyim. Su çok güzel." diye twit atıyorsanız, eviniz boş demektir!
Hâlâ "Amaaaan, Amerika benim bilgilerimi ne yapsın" diyorsanız, tekrarlayayım: Asıl tehlike daha yakınınızda, asıl tehlike hırsızlar, arsızlar, sapıklar! Asıl tehlike çocuğunuzun Facebook'taki tatil fotoğrafını görüp onunla arkadaş olmak isteyen adamlar; işten çıkardığınız problemli çalışanlar; servetinize göz koyan hırsızlar; kızınızın peşine düşen sapıklar; hatta hiçbir ahlaki kural tanımayan ama Photoshop kullanmayı iyi bilen ergenler!
İşin acı tarafı ne biliyor musunuz? Bugün öyle bir noktaya geldik ki siz paylaşmasanız bile arkadaşlarınızın, tanıdıklarınızın sizin hakkınızda paylaşım yapmasına engel olamıyorsunuz. Sizi fotoğraflarda etiketliyorlar. Hem de en kötü çıktığınız fotoğraflarda. Sizinle olan akrabalık ilişkilerini paylaşıyorlar. Sizinle gittikleri yerleri paylaşıyorlar. Hatta "kim aramış" programlarını yüklerken mahremiyetinizi önemsemedikleri ve dikkatsiz davrandıkları için telefon numaranızı da herkesle paylaşıyorlar.
Daha da kötüsü, "Yabancılarla konuşma" diye sıkı sıkı tembihlediğimiz çocuklarımızın bütün bu sosyal medya araçlarını kontrolsüz bir şekilde kullanıyor olması. Çocuklarımızın güvenliği için "güvenlikli" sitelerde oturuyoruz. Ancak çocuklarımızın internette ne yaptığına, kimlerle konuştuğuna, neler paylaştığına dair hiç kafa yormuyoruz. Çünkü internet bize oyuncak gibi, bu tehlikeler de bize şaka gibi geliyor.
Durumun ciddiyetinin anlaşılmasına bir katkım olur ümidiyle bundan sonra Mobil Yazılar'da bu konularda bol bol yazı yayınlamayı düşünüyorum. Siz de etrafınızdakilere bunları anlatırsanız sevinirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder